4 Ocak 2010 Pazartesi

Tansiyonları yükseltecek röportaj

Bugün başka bir konu hakkında yazmayı planlarken o röportajı gördüm ve ister istemez okudum.

O(lar) da biliyor bunu zaten ister istemez okunmak, dinlenmek, görülmek zorunda olduklarını. Onlar gündemi meşgul ettikçe daha çok göz önünde oluyorlar, herkesi daha çok yıpratıyorlar.

Hedefleri de bu!

Çok sert bir üslup kullanmak istemiyorum ama dayanılır gibi değiller.

Bu siteye yazmaya başladığımda da ilk kaleme aldığım konu onlardı:"Partiler Açılır Partiler Kapanır"

Ve bir müddet daha bu yazılar böyle sürüp gideceğe benziyor.

Açık açık "Sayın öcalan" diyorlar, "PKK Kürt sorununun sonucudur" diyorlar, "PKK de siyasete katılmalı" diyorlar. Bunun için de "yasalar değişecek" diyorlar.

O kadar eminler kendilerinden yani!!!

Biz de bunlara meydan verecek kadar eziğiz!!!

Hiçbir sorun yoktu 2-3 sene öncesine kadar. Sorun vardı tabii ki, ama tek sorun terör örgütü PKK idi, "Kürt sorununun sonucu PKK" değil!!!

Yukarıda adı geçen yazımda da söylemiştim, ne geliyorsa başa aşırı özgürlükten geliyor.

Bunlara böyle konuşma hakkı verilmeseydi, ki en doğrusu bu olurdu sanırım, böyle şeylerle karşı karşıya gelmezdik.

Osmanlı'nın ılıman politikasında mı suç, yoksa o politakayı sürdüremiyor muyuz artık?

Sürdüremediğimizi sanmıyorum; çünkü halk huzurlu, kimse birbirini sen şusun diye dışlamıyor.

O zaman tek bir neden kalıyor. Koynumuzda beslediğimiz yılanların zehrini akıtma zamanı geldi. Bunu da en yakınında bulup yakaladığı kişiyi sokarak yapacak, başka yolu yok!

Çok mu sert oluyor? Bilmiyorum, ama bize öyle bir tarih okutuldu ki okullarda bu olanlar karşısında delirmemem elde değil!

Bu tarihi onlar da okumadı mı, onlar da bu devletin okullarında eğitim almadı mı, kimse onlara çıkıpta sen alevisin, sen kürtsün, sen çerkessin deyip sana ders anlatmam dedi mi?

Yüzyıllardır aynı toprak üzerinde yaşam mücadelesi vermiyor muyuz? Amacınız ne?

Her şey ortada bir de soruyorum.

Ne yazsam, ne kadar yazsam içimi dökemeyeceğim. O yüzden beni üzen ve sinirlendiren şu malum röportajın linkini vereyim de bir de siz okuyun.

Onların daha fazla göz önünde olmasını istemiyorum, ama gözümüzün de başka türlü açılacağı yok!

İşte gözünüze soka soka yazıyorum röportajın linkini, okuyup okumamak size kalmış:
"Her görüşme sonrası 'Öcalan ne diyor' diye soruyoruz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder