29 Aralık 2009 Salı

Zam, zam yine zam

Ülkemizin değişmeyen tek başlığı bu sanırım.

Değişen hükümetlerin istikrarlı bir şekilde üzerinde çalışmalarını yürüttüğü tek konu bu!

Eğer bir gün içerisinde yeni bir gelişme daha kaydetmedilerse bu konu üzerine, en son uygulanan zam ev ve mülkler için.

Kimi ilgilendirir bu zam, ev sahiplerini yani zengin kesimi. Zengin kesimi diyorum çünkü sahip olunan yerin metrekaresi üzerinden işliyor bu zam.

Ne kadar mülk, o kadar zam!

Peki bizim ülkemizde kaç kişi kendi evinde oturuyor ya da kendi iş yerini işletiyor?

Bu sayı oldukça az olsa gerek; çünkü gelir dağılımı o kadar dengesiz ki bizde ya çok fakirsiniz ya çok zengin. Dolayısıyla zenginin 10 dairesinden birini mutlaka kiralamak zorundasınız, tabii sokakta yatmak istemiyorsanız.

Peki bizim uyanık ve zalim zenginimiz sahip olduğu ama kullanmadığı mülkün zammını öder mi? Ödemez!

Ancak bir şekilde ödenmeli bu para. E, o zaman ne olacak, başkalarına ödettirelecek!

Başkalarından kastın ne olduğunu anlamışsınızdır herhalde!

İşte yeni bir zam zamanı: kira zammı!

Olan yine mazluma olacak, bir türlü azalamayan şu gelir farkı daha da artacak, en önemlisi de bir yerlerde birilerinin hakkı göz göre göre yenecek!

Güya sosyal hukuk devletinde yaşıyoruz.Hadi artık hukuk paranın tarafını seçti diyelim ya sosyal haklar?

Devletin ihtiyacı olan her ferdine sosyal haklarını kullanma imkanı sunması gerekmez mi? Onların sosyal yaşam seviyesini en üst düzeyde tutması gerekmez mi? Sunduğu hizmetlerin yaptığı zamları karşılamadığını bilmez mi?

Bilir bilir, ama çaktırmaz;çünkü çıkarları uyuşmaz.

Bize de kafamızdaki kavramları değiştirmek, ülkemizin sosyal devlet olduğuna inanmak kalır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder