6 Şubat 2010 Cumartesi

Her Şey Baştan Yanlış!

Uzun bir süredir gündemde Tekel işçilerinin direnişi.

Onlar işlerini geri istiyorlar;ancak eski haklarıyla birlikte. Hükümetse onların el ense yapıp maaş aldığını dile getiriyor. Yetimin hakkını kimseye yedirmeyeceğini söylüyor Başbakan. Eğer onun belirlediği şartlar altında işlerine dönmeyeceklerse onun için hava hoş; çünkü yeni belirlenen maaşa çalışmayı kabul edecek işsiz dolu memlekette.

Yani başbakan üç kuruşa talim edecak işsizle dolu olduğunu biliyor sokakların. Kendi ağzıyla yakalanıyor bana göre. Yapılan yanlışların sonuçlarını kendi söylüyor. Ama başta her ile bir üniversite diyorlardı, sınav sistemindeki kat sayılarıyla oynuyorlardı durmadan. Bu okullardan mezun olacak çocukların ne iş yapacağını kimse düşünmedi.

Tabii şu ana kadar! Şimdi ise diyor ki gelsin işsiz mühendis, mimar, öğretmen vs. adayı Tekel fabrikalarında çalışsın. Tam da böyle demiyor aslında; kendi işlerini icra edemedikleri için ve tabii paraya da ihtiyaç olduğu için bu gençler seve seve çalışır diyor.

İşsiz gençleri daha doğrusu kendi işini yapamayan gençleri bir kenara bıraktığımda hemen aklıma çalışmadan maaş aldığı iddia edilen işçiler geliyor. Bu işçiler lale devirlerine dönmek için açık grevi yapıyorlar o zaman yani haksız kazanç sağlamak için. Bu işçilerin vicdan sorunu.

Peki lüzumsuz yere bunca işçiyi kim işe soktu? Madem 10 kişinin yaptığı işi aslında 1 kişi yapabilecek, diğer 9 kişi neden maaşa bağlandı?

Bu sorular hemen işçilerin işe alındığıdönemin hükümetini getiriyor akla, o hükümetin yaptığı yanlışı. Yolsuzluğu getiriyor, torpili getiriyor...

Baştaki parti değişince bütün kadroların değişmesi gibi bir şey olsa gerek bu. O yüzden bu dönemin hükümetinin diğerine yüklenmesi de yanlış. Çünkü her dönem gördük biz bu yandaşçılıkları.

Üstelik herkes yapıyor bunu, arkası olan herkes memnun yandaşçılıktan.

Yani anladığım kadarıyla artık işçilerin yandaşçısı başta değil. Şimdiki hükumet de yapılan haksızlığı düzeltiyorum ayağına yatıyor. Belki gerçekten düzeltiyor; ama kendi tarafına doğru. Başka bir yerlerde kendi yandaşçılarını işe sokarak ya da koruyup kollayarak.

Düzeltecekse yanlışı kökünden düzeltmeli. Önce kendi yanlışlarımızı, sonra başkalarının yaptıklarını... Yani önce iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmalı.

Eğer gerçekten hak etmeden alınan maaşlar varsa ortada uygulama doğru, grev yanlış. Ama hükumet tazminatlarını da yatırmış işçilerin istedikleri gibi ve buna rağmen greve devam ediyorlarmış bu da yanlış. Tazminatlarını çektikleri halde grev yapmaları yanlış.

Paranın sıcak ve tatlı yüzü neler yaptırıyor insana! Hem aç kalabiliyor insan daha fazlası için hem hak yiyebiliyor!

Her şey baştan yanlış!Çelişkiler dünyasına hamuru bozuk gelmişiz ve sanırım düzelmeden de gideceğiz bu dünyadan yerimize yeni sütü bozuklar bırakarak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder